Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeyi yapmaya) başlamak | get down to (doing something) v. |
Phrasals | (bir şeyi yapmaya) başlamak | sit down to (do something) v. |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | başlamak (bir şeyi yapmaya) | take to v. | ||
After his father's death, John took to spending his time in bars. Babasının ölümünden sonra John zamanını barlarda geçirmeye başladı. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | bir şeyi yapmaya tesadüfen başlamak | fall into something v. | ||
Phrasals | bir şeyi/işi yapmaya başlamak | get to something v. | ||
Phrasals | bir şeyi/işi yapmaya başlamak | get to v. | ||
Phrasals | bir şeyi/işi yapmaya başlamak | get to v. | ||
Phrasals | (bir şeyi) yapmaya azimle/kararlılıkla başlamak | lay into (something) v. | ||
Phrasals | bir şeyi yapmaya (bir şeyle) başlamak | start off with (something) v. | ||
Phrasals | bir şeyi yapmaya başlamak | turn to v. | ||
Phrasals | (bir şeyi) hevesle yapmaya başlamak | fall to (something) v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | bir şeyi yapmaya başlamak | hit it v. |